Bu içeriği 2 dakikada okuyabilirsiniz.
Uzay Resmi Olarak Kime Ait?
Uzun zamandır izlediğimiz ve hakkında her zaman araştırma yaptığımız evren ve evrende bulunan sayısız gezegen resmi olarak kime ait? Yakın zamanda bilindiği üzere Mars ONE Projesi ile Mars'a gidilecek ve Mars'ta bir koloni kurulacak. Peki bu gerçekleştirildikten sonra Mars toprağı kime ait olacak? Uzay'ın bir tapusu var mı? Eğer varsa bu tapu, oraya gidip koloniyi kuran devlete mi ait olacak?

Bundan birkaç yıl önce Ay'dan dönüm dönüm arazi satıldı. Birçok kişi de Ay'dan arazi aldı. İnternet üzerinden gerçekleştirilen satışta birçok ünlü, ünsüz insan Ay'dan toprak sahibi oldu. Ay'daki arazi satışından daha eskiye gitmek gerekirse; 1756 yılında Alman asıllı Martin Jürgens, yaptıkları yardım karşılığında Ay'ı Prusya kralına hediye etmiştir. Peki bu Ay kimin ki, her önüne gelen Ay'ı satabiliyor veya hediye edebiliyor?

Bu ve buna benzer durumlar karşısında 1962 yılında UNOOSA (Birleşmiş Milletler Dış Uzay Dairesi) kurulmuştur. Kurulduktan sonra ilk olarak "Dış Uzay Antlaşması" adı altında bir belge yayınladı. Yayınlanan bu belge, uluslararası hukuk literatürüne "uzay hukuku" olarak giriş yapmıştır. Türkiye'nin de içerisinde bulunduğu 102 ülke tarafından tanınan ve onaylanan bu antlaşmaya göre uzay hukuku, maddeleriyle birlikte belirlenmiştir.

Belgede belirlenen maddelere göre uzay keşifleri tüm ülkelerin yararına olacak şekilde yapılır. Uzay keşifleri yapmak ve uzayı kullanmak konusunda tüm ülkeler birbirinden bağımsızdır. Uzay herhangi bir ülke tarafından işgal edilemez ve egemenlik altına alınamaz. Ülkelerin, dünyanın yörüngesine veya uzaydaki herhangi bir gök cismine imha edici herhangi bir materyal koyamaz. Ay ve tüm gök cisimleri yalnızca barışçıl amaçlara hizmet edecek şekilde kullanılabilir. Ulusal uzay faaliyetleri ve bu faaliyetler sırasında meydana gelen zararlardan devletler mesuldür. Tabii ki antlaşmada yazan bu kurallara gerçekten uyulacak mı ya da uyuluyor mu gibi soruların cevapları zaman ilerledikçe ve insanlar uzaya açıldıkça görülecektir.

Bu antlaşmanın haricinde Dünya'nın uydusu Ay hakkında başka bir antlaşma daha bulunmaktadır. Ay hakkında yazılan antlaşmanın 11. maddesinde, açık bir dille; Ay ve diğer gök cisimlerinin kimsenin mülkiyeti olmayacağını ve insanlığın doğal mirası olduğu yazılmaktadır. Türkiye de bu antlaşmayı 2012 yılında onaylamıştır. Özetle tüm bu antlaşmalarda belirlendiğine göre dünya dışındaki hiçbir kara parçası, hiçbir devletin mülkiyeti olamaz.
Bu içeriği MasivaTurk.com sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; MasivaTurk.com sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal
medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz.
19.10.2016
Bu antlaşma yaşadığımız yüzyıla göre doğru ve mantıklı ama yıllar yıllar sonra teknolojinin çok daha üst seviyeye geldiği zamanda bu antlaşmanın geçerli olacağını düşünmüyorum.
Dilin kemiği yok ya; sattım demekle satılmıyor. Yani uzayın, kimsenin malı olmadığı da tescillenmiş.
Umarım bir gün uzaydan inanılmaz değerli bir element bulunmaz.Yoksa Amerika orayı da parseller
Bu konu, Kemal Sunal'a boğaziçi köprüsünü satan adamın hikayesine benzemiyor mu? :)
Herkesin ortak malıysa nasıl satılıyor.? Türkler türklere , ingilizler ingilizlere filan her ülke kendi vatandaşına satıyor nasıl olsa gidemeecekler diye :)
Bu iş Kara Murat kim hikayesine dönmüş. Herkes benim benim benim deyip çıkıyor ortaya.
Bilgilendirme için sağ olun fakat aklıma bir şey takıldı bu 102 Ülke hariç diğer ülkeler kafalarına göre uzaya çıkabilir mi? çıkabilirlerse, uzay hukukunda ne derece tabi olacaklar.
"Dünya dışındaki hiçbir kara parçası, hiçbir devletin mülkiyeti olamaz" hükmünden de anlıyoruz ki, dünya dünyalıların, uzay uzaylılarındır!
Merak Etmeyin Amerika bir yolunu bulur buralar ilk biz geldik der ve uzayda hak iddia etmeye başlar.
Ay ve diğer gök cisimlerinin kimsenin mülkiyeti olmayacağını eklemişler anlaşmaya ama Ay için satış yapıyorlar nasıl oluyor
Konuyu okuyunca "konu ile alakasız olacak ama" eskilerde, köyden gelmiş garibanlara dolandırıcıların boğaz köprüsünü satması aklıma geldi :)