Bu içeriği 4 dakikada okuyabilirsiniz.
Türkiye'nin İlk Yerli Otomobili Devrim'in Hikayesi
Türkiye'nin yerli otomobil yapmaya çalıştığı bu zamanlarda, birçok kişinin aslında daha 54 sene önce ilk yerli otomobilimizi ürettiğimiz hakkında bilgileri yoktur. Bilenlerin bir çoğuna göre ise bu hikayenin sonu genellikle başarısızlıktır. İşte 1961 senesinde üretilen ilk yerli otomobilimiz Devrim'in hikayesi...
15 Mayıs 1961 tarihinde, Devlet Başkanı Cemal Gürsel, Otomobil Endüstrisi Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmasında, "Türkiye'de otomobil yapılamaz diyorlar. Bu tamamen kara bir düşüncenin mahsulüdür" dedi. Kongrenin sonrasında 22 mayıs 1961 tarihinde "çok gizli" damgasıyla Başbakanlık, Ulaştırma Bakanlığı'na bir yazı yazar. Bu yazıda: "Devlet Demiryollarımızın teknik imkanlarının müsait ve mükemmel olması nedeniyle milli ekonomide önemli bir yer işgal edecek olan otomobil imalatı sanayiinin kurulmasına liderlik etmesini uygun görmekteyim." Zaman kısıtlıdır. Üretilecek olan aracın 29 ekim Cumhuriyet bayramı törenlerine yetiştirilmesi gerekmektedir.

23 Türk mühendisinin başında olduğu bir ekip, atölye olarak seçilen Eskişehir cer atölyesinde gece-gündüz çalışmaya başlayıp, sıfırdan, modeli tamamen kendilerine ait, %100 yerli malzeme kullanılarak ve tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş bir otomobil oluşturulmaya koyulur. Bu arada tüm ülkede, üniversitelerden basınına, bir avuç sanayicisinden politikacısına, sesi duyulabilen herkes, ne otomobil ne de motor yapılabileceğine inanmamaktadır. Özel sohbetlerde, röportajlarda ve konferanslarda bu görüş vurgulanmaktadır.

Görüşlere aldırış etmeyen ekip atölyede ilk çalışmalara önce otomobilin ana hatlarını saptayarak başladı. 4-5 kişilik, toplam 1000-1100 kg ağırlığında, orta boy denilebilecek bir tip üzerinde karar verildi. Motor 4 zamanlı ve 4 silindirli olacak; 50-60 beygir gücü üretecekti. Alçıdan, modelin bire bir ölçekte kalıbı oluşturuldu. Bu kalıp üzerinde saçlar tek tek çekilerek ve çekiçle düzeltilerek karoseri hazırlandı. Bir yandan da uygun motor seçeneğinin tespitinden sonra 4 silindirli olan motorun gövde ve başlığı, Sivas Demiryolu Fabrikası'nda dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehir'de yapıldı. Şanzımanlar, Ankara Fabrikası tarafından tümü yerli olarak yapıldı. Süspansiyon grubu ve ön takımlar Eskişehir'de imal edildi. Bu sayede Türk mühendis ve işçilerinin yoğun çabaları sonucunda 28 Ekim tarihinin akşam saatlerinde hem de üç araç birden tamamlanmıştı. Araçlara "Devrim 1", "Devrim 2" ve "Devrim 3" adları verildi. Yalnızca 129 gün içinde %100 yerli teknoloji kullanılarak, modeli tümüyle Türk yapımı, tüm parçaları el işçiliğiyle üretilmiş, 4 silindirli ve direksiyondan vitesli, çok güzel bir aile otomobili üretilmişti. Fakat bundan sonra olanlar tam anlamıyla içler acısıydı.

Araçlar 29 Ekim gece yarısı trenle Ankara'ya doğru yola çıkarılır. Depolarında trendeki güvenlik kuralları gereği hiç benzin bulunmamaktadır. Sıhiyye semtinde bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası'nda manevra imkânı sağlamak için araçların depolarına yalnızca birkaç litre benzin konur. Asıl benzin alımı sabahleyin, meclise giderken yol üzerindeki benzin istasyonundan yapılacaktır. 29 Ekim sabahı, motosikletli kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıkar. Ama eskorttakiler benzin alma işinden haberdar olmadığı için benzin istasyonuna uğramadığı için yola devam ederler. Durum ancak meclisin önüne gelindiğinde anlaşılır. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Devrim'in direksiyonuna geçer. Araba biraz gider ve durur. Bunun sonucunda Türkiye'de otomobil yapılamaz diyenlere gün doğmuş olur.

Basın öyle bir şekilde dalga geçer ki, Gürsel'in sırf olayın hiç önemli olmadığını vurgulamak için söylediği: "Biz batılı kafasıyla otomobili yapar, doğulu kafasıyla benzin koymayı unuturuz" cümlesi manşetlere taşınır ve Devrim arabasının 100 metre ilerleyip bozulduğu yazılır. Oysa ki Cemal Gürsel, bu arada benzini konmuş olan diğer Devrim arabasına binip Anıtkabir'e gitmiş, yolda kaldığı iddia edilen Devrim, aynı gün hipodromda yapılan geçit törenine katılmıştır. Ancak gazeteler bunları değil, harcanan onca paranın boşa gittiğini yazmaktadır. Bu olumsuz haberlerden sonra yerli otomobil üretimi tamamen gündemden kaldırılır. Bugün bej renkli devrim arabası hâlâ çalışır durumdadır ve tık demeden 17.000 km yapmıştır. Hâlâ Eskişehir TÜLOMSAŞ bahçesinde, özel bir camekanda sergilenmektedir.

Bugün bile yapılan her türlü yeniliğe ve Türk üretimi ürünleri sorgusuz sualsiz, eleştiren ve engellemeye yönelik her türlü çabayı safeden bazı basın ve yayın organları, ülkenin önündeki en büyük engellerden biridir.
Bu içeriği MasivaTurk.com sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; MasivaTurk.com sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal
medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz.
13.08.2016
Gerçekten hâlâ tertemiz duruyor. Ayrıca yeni yerli otomobilimiz nasıl olacak göreceğiz ben iyi ekonomik bir araç bekliyorum.
Konu benim kafamda soru işaretleri bıraktı hiç olmayan teknolojileri o zaman başaran insanlar bugün hala dışarıdan motor ithal ediyorsa bu bana üzücü geliyor.
Eski otomobillere bakıyorum şekil olarak sanki daha güzel ve nostaljik bir havası var. Ayrıca bana göre eski araçlar daha sağlam. Bu zamana kadar durmaktadır.
Bu olay beni çok etkiledi. İnsanoğlu isterse başarabilir demek çok doğru olur, o günlerin inancı çok yüksekmiş
o devirde yüzde yüz böyle bir araç yapmak bile çok büyük biri iş ama anlaşılamamış olması işin üzücü tarafı.
Keşke devam etselermiş hatta bunun filmi de çıkmıştı devrim arabaları diye. Keşke ülke olarak kendi araçlarımızı üretebilsek.
Hüzünlü hikayesiyle bir devre damga vuran Türkiye'nin ilk yerli otomobili "Devrim", 55 yaşında. Özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilmeye devam ediyor.
Eski otomobillerden bazılarına binme imkanım oldu ama tabi bazıları yerli bazıları yabancı. 50 sene önceki bir jaguar vardı ve otomatikti her şeyi. Şuan ki arabalara 50 çekerdi.
Ülkemizin gelişmesinin önüne her zaman engeller koyulmuştur, o zaman basının yaptıkları orta da, belki de biraz insan(!) gibi davranabilseler bugün otomobil üretiminde çok farklı yerde olabilirdik.
Devrim arabaları konusunu işleyen bir filmi de mevcut, herkesin izlemesini tavsiye ederim.
Eski otomobiller daha sağlam ve daha güzel tabi ama yeni yerli otomobil çok iyi olacak. Ama ismi ne olur onu bilmiyoruz, fikir verirseniz seviniriz.
Basiretsiz yöneticiler yüzünden bu proje rafa kalkmıştı. Devam edilse belki bugün birden fazla otomobil markamız olabilirdi.