Bu içeriği 3 dakikada okuyabilirsiniz.
Özgürlük Heykeli'ni Osmanlı Devleti mi Yaptırdı ?
ABD'nin simgesi olan, hemen hemen herkesin bildiği, dünyaca ünlü Özgürlük Heykeli'nin normal bir hikayesi vardı, taa ki 2004 yılına kadar. Tarihçi Murat Bardakçı bu heykelin Osmanlı padişahı Abdülaziz Han tarafından, o dönemde Osmanlı toprağı olan Mısır'a koyulmak üzere yaptırdığını yazmasıyla ve yerli yabancı bazı tarihçilerin bunu onaylaması ile olay biraz daha karmaşık bir hal aldı.
Tarih 1854, Osmanlı Devleti'nin ve Fransa'nın ortak çalışmasıyla, Akdeniz'i Kızıldeniz ile birbirine bağlayacak bir kanal fikri ortaya atıldı. Dönemin Mısır valisi Sait Paşa, Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps'e projeyi hemen hazırlattı ve Sultan'a sundu. Fakat bu kanalın açılması İngiltere'nin çıkarlarını tehdit ediyordu. Bu yüzden Sultan Abdülmecid'e, projeyi onaylamaması için İngiltere'nin büyük baskısı oldu ve Sultan projeyi askıya almak zorunda kaldı. Yıllar içinde proje askıdayken Abdülmecid Han da, Mısır valisi Sait Paşa da vefat etti.

Abdülmecid Han'dan sonra tahta çıkan Abdülaziz Han, denizciliğe ve ticarete büyük önem veriyordu. Ayrıca bu projenin Mısır'a bambaşka bir stratejik bir önem getireceğini bildiğinden ötürü 19 Mart 1866'da çıkardığı fermanla kanalın açılmasına izin verdi. Yalnız şartları, 12 yıl önce yapılan anlaşmada ilginç bir madde vardı: kanalın Akdeniz'e açılan kısmına dev bir heykel dikilecekti. Bu heykelin, eski Mısır firavunlarının giydiği kıyafetler içinde, elinde meşaleyle Asya'nın Işığı'nı sembolize edecek kadın bir çiftçi olmasına karar verildi. Sultan Abdülaziz, kanalın açılma çalışmaları ve bu heykelin yapılması için Fransa'ya ödeme yapmaya başlamıştı bile. Heykel, zaman kaybetmeden Fransa'nın ünlü heykeltraşlarından Frederic Auguste Bartholdi tarafından yapılmaya başlandı. 1-2 sene içerisinde heykel, Mısır'da monte edilmek üzere parçalar halinde yapıldı ve artık Mısır'a doğru yola çıkmaya hazırdı.

Fakat Sait Paşa'nın vefatından sonra Mısır valiliğine geçen İsmail Paşa, böylesine büyük bir heykelin Müslüman bir ülkede hoş karşılanmayacağını, ileriki dönemde heykelin putlaştırılabileceği düşüncesiyle, mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykeli istemediğini ve Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi. Nitekim 1869 Kasım ayında kanal tamamlandı ve çok büyük bir törenle, heykelsiz olarak açıldı. Heykel ise unutuldu ve Paris'te bir depoya kaldırılarak kaderine terkedildi.
Aradan yaklaşık 15 yıl geçti. Fransa ve ABD'nin o dönemde diplomatik olarak ilişkileri çok iyiydi. Çıkarları doğrultusunda birbirlerine hediyeler gönderip, jestler yapıyorlardı. Fransa devleti, ABD'nin kuruluşunun 100. yılı şerefine, 10 yıl gecikmeli olarak, dostluklarını daima hatırlamak amacıyla anıt niteliğinde büyük bir heykel göndermek istedi. Sipariş, yine aynı heykeltraşa; Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Aslında Frederic Auguste Bartholdi'nin elinde tam istedikleri gibi devasa bir heykel vardı. Bu sipariş üzerine Frederic Auguste Bartholdi, Osmanlı Devleti'nin hazırlattığı heykeli gün yüzüne çıkardı. Heykelin sol kolunu değiştirerek eline bir hitabe ekledi. Aynı zamanda Mısırlı bir kadının yüz hatlarına sahip olan heykelin yüzüne annesinin yüz şeklini kazıyarak değiştirdi. Bu tarz küçük rütuşlardan sonra kısa zamanda heykeli hazır hale getirdi. 4 aylık monte aşamasından sonra heykel New York kentinin liman girişindeki Özgürlük Adası olarak adlandırılan yere dikildi ve 28 Ekim 1886'da da açılışı yapıldı.

Bugün Özgürlük Heykeli, UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alıyor. Bu heykeli görmek ve dolaşmak için her yıl bölgeye milyonlarca turist geliyor. Sultan Abdülaziz'in Asya'nın Işığı'nı temsilen istediği meşale ise 1886 yılından beri ABD'de özgürlüğü temsil ediyor. 1960'lı yıllara kadar siyahilere yapılan ırkçı uygulamalara bakınca, tarih özgürlüğün sadece heykelle olmadığını gözler önüne seriyor.
Bu yazılanları savunan tarihçiler olduğu gibi aksini iddia eden tarihçilerde mevcuttur. Gerçeği ise gelecek yıllarda ayrıntılı bir araştırma ile gün yüzüne çıkaracak yeni kişiler mutlaka olacaktır.
Bu içeriği MasivaTurk.com sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; MasivaTurk.com sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal
medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz.
06.08.2016
Osmanlı'nın böyle bir heykelle uğraşacağı hiç aklıma gelmezdi. Başka kaynaklardan da araştıracağım doğru mu diye.
Murat Bardakçı böyle konuları ön plana çıkarıyor. İnsan bazen çok şaşırıyor tabii ki. Ama Osmanlı devleti neden böyle bir heykel yapsın oraya bilmiyorum doğrusu...
Son yıllarda oldukça çok karşılaştığım bir haber, gerçeklik payı olabilir ancak bildiğim kadarıyla bu heykelden dünya üzerinde 4 tane var şuan da. Acaba hepsini mi biz yaptırdık?
Bu habere çok şaşırdım, gerçek mi değil mi bilemeyiz ama anlatılan öykü çok mantıklı geliyor, doğru olması muhtemel.
Osmanlı Devleti'nin tüm dünyada neredeyse ayak izi var ve her gittikleri yere bir anı bırakırlar. Ama genel olarak cami, medrese gibi. Fakat bu heykel tam olarak kesin değil sanırım.
Vay be, bu konu hakkında hiç bir fikrim yoktu. İlginç bir makale olmuş.
Her türlü filmde karşımıza çıkan, bir numaralı propaganda aracı özgürlük anıtının tarihini de öğrendik. Teşekkür ederim.
Sanmıyorum eğer öyle olsaydı çoktan gün yüzüne çıkar ortalık karışırdı zaten. O benim, şu benim, bu senin diye halkımız bırakmazdı arkasını.
Murat Bardakçı bu konularda uzman ve çok araştıran biri. Osmanlı'nın yaptırma ihtimali var tabi nereye gidersen git atalarımızdan iz vardır, dünyanın her diyarında.
Bu yazılanları savunan tarihçiler olduğu gibi aksini iddia eden tarihçilerde mevcuttur. ibaresinden sağlam bir kaynağa dayanmadığı günümüze gelen anlatımlarla olduğu da düşünebilinir.
Özgürlük Anıtı'nın öyküsünü de bir vesile ile öğrenmiş olduk. Konu çok anlaşılır işlenmiş.
Eğer gerçekten de Osmanlı Devleti yapmışsa gün yüzüne çıkarmazlar. Sadece belirli tarihçiler söz eder.
ABD özgürlük heykeli ile bilinir en çok ama bence Osmanlı yaptırmamış olabilir. O tür şeyler yapan bir imparatorluk deildi. Ama olma ihtimali de var.