Bu içeriği 4 dakikada okuyabilirsiniz.
Kölelik Hakkında Korkunç Gerçekler
Dünyaya demokrasi dağıttığını söyleyen ABD ve dünyaya medeniyeti öğrettiğini söyleyen Avrupa, köleliği yasallaştıran ülkelerdir. Batı başkentlerinin şık kaldırımlarına hayran kalanlar bilmelidir ki; o kaldırım taşlarının altında milyonlarca kölenin kanı vardır.
Parçalanmış aileler, yerlerinden sürülmüş kabileler, dokusu tahrip edilmiş çevre ve sömürülen kaynaklar, Avrupa'nın ve ABD'nin bu bölgelerdeki utanç tablolarıdır.

Sayılarla Kölelik
1525 yılı ile 1866 yılı arasında tahmini olarak 12,5 milyon insan köle olarak Afrika'dan gemilerle Avrupa ve Amerika'ya götürülmüştür.
Ailelerinden koparılarak Avrupa ve Amerika'ya gemilerin kalkacağı karargâhlarda toplanır toplanmaz, ilk süreçte bitlenmeyi önlemek için traş edilmişler, bir eşya gibi damgalanmışlar, bazılarının kulakları kesilmiş ve disiplin için belli aralıklarla şiddetle dövülmüşlerdir.
12,5 milyona ek olarak 1 milyon kişi bu karargahlarda öldürüldü. 4,5 milyon kişi ise bu karargâhlara getirilirken aç yürütülmekten veya gösterilen şiddetten öldü.
Okyanus seyahatleri için gemiye bindirildikleri anda 12,5 milyon kölenin yaklaşık %20'si tekrar karaya ayak basamayacaktı. Çünkü sıkı paketçi lakabı verilen beyaz tenli kaptanlar, güvertenin altına, olması gerekenden 2-3 kat daha fazla köleyi sıkıştırmayı deneyince hijyensizlikten dolayı gemide bulaşıcı hastalıklar çıkmıştı.

Sadece bir gemiye 600 kadar insanın sığdırıldığı çok oldu. Geminin altında o kadar az alan kalırdı ki, insanlar iki ay boyunca süren okyanus seyahatlerinde kımıldayamazlar, kendi dışkılarında ve sidiklerinde uyurlardı.
Yaklaşık 1 milyon 800 bin Afrikalı, Atlas Okyanusundaki orta geçit olarak bilinen okyanus bölgesinde taşınma esnasında hayatını kaybetti. Bazı köleler ise sırf itaati sağlamak ve diğerlerine korku salmak için suçsuzca, kıyılardan yüzlerce km uzaklıktaki okyanusun ortasına atılıp boğulmaya terkediliyordu. Yani köleler daha beyazların ülkesine varmadan önce hayal bile edemeyecekleri zalimliklerle karşılaşmışlardı.

Köle Olmak
İç kesimlerdeki birçok Afrikalı hayatlarında daha önce hiç beyaz görmemişti ve onların sürekli insanları götüren ve daha fazlası için geri gelen yamyamlar olduklarını sandılar. Bu inanış gitgide yaygınlaştı ve yem olmaktan ya da daha fazla acıdan kaçınmak için ölünce ruhlarının yurtlarına döndüklerine inanıp aç kalarak ya da diğer yollarla intihar ettiler.
Hayatta kalanlar ise tamamiyle insanlıktan çıkarıldılar. Erkek köleleri formda ve zinde tutabilmek için dans ettirdiler. Kaptanların maddi çıkarları gereği kölelerin karaya sağlam çıkmaları çok önemliydi.
Dans ettirme denilen şey ise gemideki tayfalar, kırbaçlarını kölelerin çıplak vücutlarına şaklatırlar ve onlar da can havliyle sağa sola kaçışırlardı.

Kölelerin Dağılımı
Sanıldığının aksine Avrupa ve Amerika'ya gönderilen 12,5 milyon kölenin sadece 450,000 kadarı ABD'ye götürülmüştür. Geri kalanın %80'i Karayipler ve Güney Amerika'ya gitmiştir. Yalnızca Brezilya 4 milyon 860 bin köleyi ele geçirmiştir.
Zaman içinde sömürgeyle güçlenen İngiltere ise toplamda 2 milyon 800 bin civarda köleyi taşıyan gemileriyle köle ticaretinde lider konumuna gelmiştir.
17. yüzyılda İngiltere'nin şehri olan Liverpool'dan yola çıkan her dört gemiden biri köle ticaret gemisiydi. Liverpool ve Amsterdam gibi şehirler insan ticaretiyle zenginleştiler. Bugünkü refah seviyelerinin temeli böyle oluştu.

Kaçıp Kendi Medeniyetlerini Kuran Köleler
1605 yılında Brezilya'nın birbirine yakın bölgelerinden 20,000 civarında köle, efendilerinden kaçarak Alaquàs'da adlı ıssız bir ormanda toplanmışlar ve bir topluluk halinde kaçak hayatı sürerk ormanın derinliklerinde sessizce yaşamaya başlamışlardı.
Çoğu Afrika'nın farklı kabilelerindendi. Ortak dilleri Portekizceydi. Çamurdan evler yapıyorlar, doğadan besleniyorlardı. Onlar, sayıları 5,000'e kadar çıkan kaçak köle topluluklarının en büyüğüydü.
Bildikleri Orta Afrika sosyo-politik modelini örnek alarak kendi anayasalarını ve hükümetlerini kurdular.
Quiloño ismini verdikleri medeniyetlerini 1605 yılından 1694 yılına kadar gizli tutmayı başarmış olsalar da, yerleri keşfedilince üzerlerine gönderilen bir orduya teslim olmak zorunda kaldılar. Liderleri vahşice öldürüldü ve dağıtılıp tekrar köleleştirildiler.

Köleliğin Yasaklanması ve Sonrası
ABD'de kölelik tüzel olarak 1865'te kaldırılınca, yapılmış ilk anma törenine 10,000 eski köle katılmıştı. Ancak her siyah birey uzun yıllar boyunca hâlâ resmi olarak ev satın alamadı, bir işte çalışamadı ve bir okula gidemedi.
ABD'deki Alabama eyaletinde bir siyahinin bir beyazla evlenmesi Kasım 2000 tarihine kadar yasaktı.
Köle ticareti Amerika ve Avrupa'da yasaklandığında yükselen rekabet ve Avrupa'dan silah sızdırılması, Afrika'daki bugüne kadar devam eden savaş ve istikrarsızlık halini körükledi.
Aynı zamanda Afrika'daki ırkçı ideolojiye de katkıda bulunarak topluluklar arasındaki iç savaşlar dönemini başlattı.
Kölelik her ülkede suç olsa da, dünya üzerindeki bugünkü köle sayısı tarihte hiç olmadığı kadar yüksektir.
Dünyada tahmin edilen 30 milyon köle varken Tayland ve Rusya'da tahmin edilen köle sayısı 500,000'er bin, Pakistan'da 2 milyon, Çin'de 3 milyon, Hindistan'da ise 14 milyon civarındadır.
Afrika'nın neredeyse tamamında çalıştırılmak üzere çocuklar ailelerinden koparılıyor. Latin Amerika tarlalarındaysa göçmen erkekler köle gibi çalıştırılıyor.

Kaynak
-
https://www.youtube.com/watch?v=6A82uDWjclk
Bu içeriği MasivaTurk.com sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; MasivaTurk.com sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal
medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz.
14.12.2017