Kafkas Kartalı Şeyh Şamil
İmam Şamil 1797 senesinde Dağıstan'ın Gimri köyünde dünyaya gelmiştir. Şamil aslen Kumuk kökenli bir Türk'tür. 15 yaşındayken at binerek kılıç kuşandı. 20 yaşına geldiğinde ise boyu iki metreyi aşmıştır. 20'li yaşlarında ateş etme, atlama, koşu, güreş, kılıç gibi birçok spor dalında üstün yeteneklere sahip olmuştu.
Şamil, İmam seçildikten sonra yani devlet başkanı olduktan sonra yaptığı ilk iş Ruslara karşı daha etkili bir biçimde savaşmak için gerekli idari ve askeri teşkilatları yeni düzenlemelere göre revize etmek oldu.

Şamil, imam seçildiği 1834 senesinden 1859 senesine kadar Rusya'nın büyüklüğüne hiç aldırmadan ve yılmadan mücadeleyi sürdürdü.
1839 yılında Ahulgo Tepesinde 3000 mürid ile General Grabbe komutasında bulunan ve sayıları 10.000'i aşan donanımlı Rus ordusunun kuşatmasına 80 gün boyunca direndi. İlerleyen yıllarda bu direnişi Dünya Savaş tarihine geçmiştir.

Bu direniş esnasında halktan bazı kesimler "artık teslim olalım ve anlaşma yapalım" diye söylenmeye başladı. Bu durum üzerine Şeyh Şamil teslim olmaktan bahseden herkese kim olursa olsun kırbaç cezası vermeyi uygun gördü. Bu durumdan çekinen halk, Şeyh Şamil'in annesine giderek onu ikna etmesini istemişlerdir. Annesi Şeyh Şamil'e teslim olma düşüncesini irdeleyince Şeyh Şamil koymuş olduğu kanundan yine ödün vermemiştir. Fakat cezayı yaşlı bir kadın çekemeyeceğinden dolayı, ceza oğluna çevrilmiştir. Bu sebepten dolayı Şeyh Şamil kendini kırbaçlattırmıştır.

Şamil bu savaşta karısı Cevheret'i, oğlu Said'i ve kızkardeşi Mesedo'yu kaybetmiştir. 8 yaşındaki oğlu Cemaleddin'de Ruslara rehin olmuştur.
Rus komutanlarından Milyutin, 80 gün boyunca devam eden Ahulgo savaşı hakkında eşine yazdığı mektupda şu satırlara yer vermiştir; Kızgınlıklarından köpürmüş ve çıldırmış bir hale gelen Dağlılar, tereddütsüz her yerden askerlerimizin üzerine saldırıyor ve süngü ucunda hayatlarını kaybedinceye kadar dövüşüyorlardı. Kadınları dahi kendilerini çılgınca müdafaa ettiler ve silahsız olmalarına rağmen sırayla süngülerimizin üzerine atladılar. Teslim olma düşüncesini kesinlikle reddeden Dağlılar, hiçbir ümitleri kalmadığı halde bile kahramanca savaştılar. Kadınlar ve çocuklar ellerindeki kamalarla Ruslara hücum etmekte ve süngülerin önünde gözlerini kırpmadan can veriyorlardı. Yaralıları bile inanılmaz bir şekilde savaşıyordu."

Dost ülkelerden de hiçbir yardım göremeyen İmam Şamil'in, sonunda elinde bulunan bütün kuvvet kaynakları tükedi ve 1859 yılının 6 Eylül gününde Gunip'te, Prens Baryatinski komutasında bulunan 70.000 kişilik Rus ordusuna, etrafında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra teslim olur.
İmam Şamil, İmam Şamil'in ailesi ve İmam Şamil'in 40 adamı Petersburg'a Çar'ın sarayına götürülmüştür. Rus Çarı II. Aleksandr tarafından sarayın kapısında çok nazik bir şekilde karşılanır.
Bu sıralarda Rus Çarı ile yaşadığı şu diyalog oldukça meşhurdur: Bir gün Rus Çarı esaret altındaki Şeyh Şamil'i yemek yemek için karşısına alır. Şeyh Şamil'in iştahlı bir biçimde yemek yediğini görün Rus Çarı yanındakilere: "Korkarım bu adam bizi de birazdan yer" diye seslenir. Şeyh Şamil bunu duyunca: "Korkmayın, dinimizde domuz eti yemek haramdır" cevabını verir.

İmam Şamil bir ay boyunca sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsakların gönderdildiği Kaluga'ya esaret yıllarını çekmek üzere gönderilir. Fakat Şeyh Şamil'e ve ailesine esaret çok ağır gelmektedir. İki yıl içerisinde Şey Şamil'in simsiyah saçları bembeyaz olur. Aradan on yıl geçtikten sonra Rus Çarı, onun Hac'ca gitmesine izin verir.
Şeyh Şamil, 1870 senesinde Rusya'dan ayrılır ve İstanbul'a Sultan Abdülaziz'in yanına uğrar. Sultan Abdülaziz, Şamil'i çok güzel bir şekilde karşılar ve sarayda ağırlar. Şeyh Şamil'in İstanbul'a geldiği haberi duyulduğunda, Osmanlı halkı Şeyh Şamil'i görebilmek adına sarayın kapılarına akın etmiştir. İstanbul'da Sultan Abdülaziz'in yanında bir süre misafir olduktan sonra hac görevini yerine getirmek için Mekke'ye yola koyulmıştur.

Cidde limanına geldiği sırada, Mekke Emiri, şehrin ileri gelenleri ve mahşeri, yoğun bir kalabalık tarafından törenlerle karşılanır ve Mekke'de misafir edilir. Hac görevi sırasında, Şeyh Şamil'in orada bulunduğunu duyan, dünyanın dört bir tarafından gelen yaklaşık 100.000 Müslüman Şeyh Şamil'i görmek için izdiham yaratır. Bunun sonucunda hükümet, çareyi Şeyh Şamil'i Kabe üzerine çıkarmakta bulur. Şeyh Şamil'de Kabe üzerinden tüm Müslüman alemini selamlamıştır.
Sözlü kaynaklara göre "sonunu düşünen kahraman olamaz" sözü Şeyh Şamil'e aittir. Yapmış olduğu gerilla tarzı saldırılar ve savunmadan dolayı dünya tarihine, gelmiş geçmiş en büyük gerilla lideri olarak adını yazdırır. İmam Şamil 4 Şubat 1871 tarihinde hac ziyaretini gerçekleştirmek için bulunduğu Arabistan'da hayata gözlerini yumdu. Medine'de, Peygamber Efendimiz (sav)'in eşi Hz. Ayşe'nin de defnedildiği mezarlıkta defnedilmiştir.
