İnternetin Gücü
İnternet günümüzün mutlaka olması gereken unsurlarından biri haline gelmiştir. İnternetin tarihi, dünya tarihiyle kıyaslandığında, bir buğday büyüklüğünde bile değildir. 1970 yılında yalnızca 15 adet bilgisayarın birbirine bağlandığı bir ağdan ibaret olan internet, 1970'li senelerin ortalarına doğru yükselmeye devam etti ve 1976 yılında, İngiltere Kraliçesi'nin 1976'da ilk e-postasını göndermesiyle beraber internet kavramının, geleceğinin parlak olacağını gösteren ilk adımlar atılmış oldu. Daha sonra 1980'lerde "domain" denilen alan adları kullanılmaya başlandı. Bu andan itibaren internet kullanımı resmen yükselmeye başladı. 1990'ların sonunda internette yer alan web site sayısı 10.000'e ulaştı. Günümüzde, tüm firmaların bir web sitesinin olması zorunlu hale getirildi. 2000'li yıllarda yani 21. yüzyılda internet, olmazsa olmazlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. İnternet, sosyal medyayla birlikte insanların temel ihtiyaçları arasında gösterilmektedir ve tüm dünyada resmen yeni bir güç haline gelmiştir.

Günümüzde internetin gücü, karşı konulamaz ve mağlup edilemez bir durumdadır. Öyle ki, savaş başlatabilir, savaşları önleyebilir; devlet başkanlarını düşürebilir veya darbeleri önleyebilir. Çok yakın tarihimizde buna örnekler mevcuttur. Arap baharı adı altında, Orta Doğu ülkelerinde halk, internet üzerinden örgütlenip, devrim, sivil itaatsizlik gibi eylemler başlatmış ve ülkelerin başındaki dikdatörleri bu şekilde indirmişlerdir (her ne kadar, bu işin sonunda batı ülkeleri kazanmış olsa da...) Mısır'da, 2011 devriminde halk, bir sosyal ağ sitesi olan twitter üzerinden örgütlenip, Hüsnü Mübarek'in istifası için bir anda sokaklara inmiş ve büyük bir eylem başlatmışlardır. Bunun sonucunda Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek birkaç hafta dirense de devrilmekten kurtulamamıştır. Buna benzer örnekler çoktur. En yakın örneği ise 15 temmuz gecesi Türkiye'de gerçekleştirilen darbe girişimidir.

İnternetin gücü, 15 temmuz gecesi kendisini göstermiş ve artık darbelerin eskiden olduğu gibi direniş görmeden, kolaylıkla yapılamayacağı anlaşılmıştır. Bunun yanında, çılgın Türk milletinin gücü de hesaba katılmayınca, darbe imkansız hale gelmiştir. 15 Temmuz gecesi yaşanan bu kötü hadisede, darbenin nasıl başarısız olduğu sorusunun cevabı: Türk milletinin büyük gücünün yanında, gizli bir güç olan internetin gücüdür. Darbe gününü İstanbul'da, elimdeki telefonla, internetten bilgi alarak hareket etmiş ve bu geceyi sokakta canlı canlı yaşamış birisi olarak analiz etmem gerekirse...
Askeri darbenin özünde, beklenmeyen bir anda harekete geçmek ve bu işi başlamadan bitirmek yatar. Çünkü darbe girişiminde bulunan kişiler her daim azınlıktadır ve bu nedenle uzun sürmesi muhtemel bir savaşın sonunda galip gelseler dahi, meşrutiyeti ve istikrarı sağlamaları çok zordur. Hedef, mevcut iktidara hızlıca müdahele etmek ve henüz kimsenin haberi dahi olmadan yönetimi ele geçirmektir. Aynı zaman içinde ülke nüfusunun, bu süreç içinde işin dışında tutulması çok önemlidir. Çünkü siviller, bu müdaheleyi olduğundan çok daha zor bir hale getirir.

Ülke halkı darbeden haberdar olmadan, ülke yönetimindeki kişilerin, bulundukları konumdan indirilmesi, el çektirilmesi gerekir. Çünkü devletin başındaki kişiler, bu gücü elinde bulundurdukları süre boyunca bir direniş başlatma vakti hep vardır. Henüz internet, telefon gibi iletişim araçlarının olmadığı veya henüz yaygınlaşmadığı dönemlerde, halkın hiçbir haberi olmadan darbe yapmak, günümüze kıyasla çok daha kolaydı.
Başarılı bir darbe yapmak için kilit nokta, tüm işlemlerin aynı anda gerçekleştirilebilmesidir. Bu işlemler: mevcut yönetimi etkisiz hale getirmek kitle iletişim araçlarına el koymak, meclisin konuşma, hitap etme gücünü elinden almak, mevcut düzeni yok edip yeni düzeni sağlamak ve bunu zorla kabul ettirmek için sokakların denetimini ele geçirmektir. Tüm bu anti-demokratik işlemleri çok kısa süre içerisinde tamamlamak, yönetimin askere geçtiğini, halkın kısa süre içerisinde kabullenebilme ihtimali artacaktır.

Buna benzer bir darbe girişimi 2006 senesinde Tayland'da gerçekleşmiştir. Darbe girişimi başladığı sırada ülkenin başbakanı, Birleşmiş Milletler'de konuşma yapmak amacıyla yurt dışındadır. Ülkenin ordusu gece vakti harekete geçer ve Tayland'ın başkenti Bangkok'a el koyar. Hemen ardından ülkenin birçok radyo ve televizyon istasyonlarının kontrolünü ele geçirir. Ülkenin başbakanı yaşananları öğrendiği anda bazı televizyonlar ile iletişime geçer ve halka, darbenin başarız olacağını, kendisinin görevde olduğunu belirtir. Bunun üzerine askerler, tüm tv kanallarını ele geçiremeyeceğini anlayınca, şehirdeki tüm elektiriği keser. Böylelikle olası bir halk direnişinin önü kesilmiş olur. Bunun sonucunda askerler sokakların kontrolünü ele geçirir ve darbe gerçekleşmiş olur.
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminde, internetin ve teknolojinin rolü çok büyüktür. Darbe girişimini gerçekleştirilen yüksek rütbeli subaylar, birbirleri arasındaki iletişimi, uçtan uca kriptolu bir akıllı telefon uygulaması olan WhatsApp üzerinden gerçekleştirdiler. İlk olarak darbeciler TRT'nin kontrolünü ele geçirdi ve tüm dünyadaki darbelerde uygulanan, standart bir hamle olan darbe bildirisi okutuldu. Bunun amacı, medyayı ele geçirmek ve halkın olası bir direniş görstermemesini sağlamaktır.

Fakat televizyon kanallarını ele geçirmek, eskiden olduğu gibi tek başına yeterli olan bir yöntem değildir. Yazının başında belirttiğim gibi internet, çok büyük bir kitle iletişim aracıdır. Bu bildirinin ardından, Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, akıllı telefon iPhone'larda bulunan bir özellik olan ve internet üzerinden görüntülü görüşme sağlayan FaceTime uygulaması kullanılarak, bir haber kanalı aracılığıyla halka bir direniş çağrısı yapıldı. 15 Temmuz gecesi ülkedeki sosyal medyada erişim kısıtlanmış fakat internet üzerinden haberleşmenin önüne geçilememiştir. Çünkü artık günümüzde, internet üzerinden iletişimi kesmek neredeyse imkansızdır ve internet söz konusuysa, her zaman alternatif bir yol mutlaka vardır.

Durum böyle olunca Türk halkı inanılmaz bir direniş başlattı. Twitter'a ait, akıllı telefonlarda kişisel canlı yayın yapma uygulaması olan Periscope ve Facebook üzerinden canlı yayın yapan halk, yaşadıkları deneyimleri paylaştılar ve önemli bilgileri yayıp, manevi bir dayanışma içerisine girerek iletişimi sağlamaya çalıştılar. Bununla birlikte ülke genelindeki camiler, yaşananlardan haberdar oldular ve sabaha kadar Türk halkına, darbeye karşı direnme çağrısında bulundular.

Bugün artık televizyon tek iletişim aracı değil. Günümüzde internetin gücü yadsınamaz bir biçimde büyüktür. Sonuç olarak, interneti başarılı bir şekilde kullanan devlet yönetimi ve Türk halkı darbeyi önledi.

Hep o meşhur tartışmanın sonuçları bunlar. Teknoloji iyi mi, kötü mü?
Çok şükür. gerçekten hızlı bir şekilde haberleşemeseydik işimiz zordu.
İnternetin önemini çok güzel örneklemişsiniz hocam. İnternet büyük nimet.
Trt spikerinin canlı yayınını gördüğümden beri o kadın gözümün önünden gitmiyor. Allah yardımcımız olsun.
İnternet 1 numaralı iletişim aracıdır. Yazıda belirtilen bir olayı çok iyi hatırlıyorum. Mısırda darbe karşıtları twitter dan organize olup Tahrir meydanında buluşuyorlardı.
Çok kısa zamanda bu internet gelişti. Doksanlı yıllarda bu kadar yaygın değildi, şimdi zirveye çıkmış durumda. İyi yönleri olduğu gibi tabi ki de kötü yönleri de var ama biz iyi yönlerini kullanıyoruz.
internetin gücü tartışılmayacak kadar önemli bir boyuta geldi ve son 15 temmuz darbesi buna en iyi örnek oldu .
İnternetin gücü tartışmasız en güçlüdür. Zamanımızda daha güçlüsü yoktur. İyi yönde de güçlü kötü yönde de ama biz iyi yönü seçelim. Darbe girişiminde gördük gücünü, eski zamanlardaki darbelerde insanlar neden sokaklarda değildi çünkü evlerde televizyon bile yoktu neredeyse.
Günümüzde artık bir numaralı iletişim aracı internet olmuştur. Çünkü internet daha fazla hız ev daha fazla kaynak demektir.
Yeni çağın vazgeçilmez aracı internet, kesintisiz bir şekilde dünyanın her yeriyle iletişimi sağlıyor, kitlelere kolayca ulaşmamızı sağlıyor, televizyon ve radyonun yakaladığı başarıyı çoktan geride bıraktı.