Bir Sözcüğün Türkçe Kökenli Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Bu yazıda, bir sözcüğün Türkçe kökenli olup olmadığının nasıl anlaşıldığına değinilecektir. Fakat bir sözcük aşağıda belirtilen tüm şartları sağlamış olsa bile, her zaman istisna bir durum olabilme ihtimali olduğundan dolayı, Türkçe kökenli olmayabilir. Bu durumu da göz önünde bulundurmakta fayda var.
Ses özelliklerin oluşumunda halkın söyleşi oldukça önemli yer tutmaktadır. Bu kurallar oluşurken Türkçe söyleyiş özellikleri göz önünde bulundurulmuştur.

Ses Uyumları
Bir sözcükteki seslerin farklı açılardan birbirine uyması durumudur. Türkçe'de iki farklı ses uyumundan söz edilebilir: kalınlık–incelik uyumu ve düzlük-yuvarlaklık uyumu.
Kalınlık-incelik uyumu(Büyük Ünlü Uyumu): Bu uyum bir sözcükteki seslerin/sesli/ünlü harflerin birbirine olan uyumudur. Türkçe'de bir sözcükteki seslerin hepsi ya kalın veya ince olmak zorundadır. Yani bir sözcükteki ilk ses kalın ise (kalın ünlüler: a, ı, o, u) sözcüğün kökündeki ve ekindeki tüm sesler kalın; sözcükteki ilk ses ince ise (ince ünlüler: e, i, ö, ü) tüm sesler ince olmak zorundadır. Buna büyük ünlü uyumu denir.
Köklerle eklerin birleşmesinden doğan kalınlık-incelik uyumsuzluğunda ekler her zaman köke uymak zorundadır. İşte bu nedenle Türkçe'deki eklerin kalın ve ince olmak üzere çift şekilleri vardır.
Örnek vermek gerekirse: "yapar" sözcüğü tamamen kalın seslerden (a) oluşmaktadır. Bu sözcüğe getirdiğimiz "-idi" ekini kök şu hale getirir: yapar + idi > yapardı. Yani ek kalınlaşır.
o + bir > öbür, bu + ile > böyle, bu + gün> bugün gibi.
Kalınlık incelik uyumu bugüne kadar Türkçe'nin her döneminde çok sağlam bir şekilde geçerliliğini korumuştur. Bugün dahi geçerliliğini korumaktadır.
Elbette ki bu durumun da çeşitli istisnaları olabilir: anne, hangi, hani, dahi gibi. Bu sözcükler asıl olarak Türkçe olmalarına rağmen zaman içerisinde bu şekle bürünmüşlerdir.
Örneğin; sinema (Fransızca), sandalye (Arapça), mavi (Arapça), karizma (Fransızca)'dır. Bu sözcükler büyük ünlü uyumuna aykırı oldukları için Türkçe değildir ve dilimize başka dillerden geçmiş yabancı sözcüklerdir.
Düzlük-yuvarlaklık uyumu(Küçük Ünlü Uyumu): Bu uyum Türkçe'nin her döneminde ve her sahasında görülmüş bir uyum değildir. Fakat günümüz Türkiye Türkçesi'nde kuvvetle geçerli bir uyumdur.
Düzlük yuvarlaklık uyumu Türkçe seslerin düzlük, yuvarlaklık durumuna göre bir sözcükte arka arkaya gelmesi durumudur.
Türkçe'de düz ünlü (a, e, ı, i) bulunan bir heceden sonra yine düz ünlü (a, e, ı, i) gelir; yuvarlak ünlü (o, ö, u, ü) bulunan bir heceden sonra ya düz-geniş ünlü (a, e) ya da dar-yuvarlak ünlü (u, ü) gelir. Buna küçük ünlü uyumu denir.
Örneğin; hamur (Arapça), memur (Arapça), marul (Rumca), kanun (Arapça)'dır. Bu sözcükler küçük ünlü uyumuna aykırı oldukları için Türkçe değildir.

Uzun Ses, Şapkalı Harf
Türkçe sözcüklerde uzun ses yani bilinen anlamda şapkalı kullanım yoktur. Bu sesler Türkçe'ye giren yabancı sözcüklerde mevcuttur. Kısaca şapkalı bir harf görüldüğünde bunun Türkçe bir sözcük olmadığı rahatlıkla söylenebilir.
Örneğin; cezâ (Arapça), fedâ (Arapça), âlem (Arapça), âşık (Arapça), kâğıt (Farsça), kâtip (Arapça), rüzgâr (Farsça), hikâye (Arapça).
"O" ve "Ö" Sesleri
Türkçe sözcüklerde "o" ve "ö" sesleri yalnızca ilk hecede bulunur. İlk heceden sonraki hecelerde bulunmaz. Bu sözcükler Türkçe olmayan sözcüklerdir.
Köylerde ve kasabalarda "doktor" sözcüğüne "toktur", "horoz" sö
Örneğin; doktor (Fransızca), horoz (Farsça), atom (Fransızca), aktör (Fransızca), maydanoz (Rumca), tiyatro (İtalyanca), rekor (Fransızca).
"F" Sesi
Türkçe sözcüklerde "f" sesi yoktur. Bu ses, Türkçe sözcüklerde sadece tabiat/doğa taklidi bazı sözcüklerle aslında v'li olan birkaç sözcükte görülür: fısıltı, fırıldak, fosur fosur, üflemek, öfke gibi.
Örneğin; fakir (Arapça), fayton (Fransızca), fırın (Rumca), fasulye (Rumca), fındık (Arapça), fayda (Arapça), fizik (Fransızca), fatura (İtalyanca).
"J" Sesi
Türkçe sözcüklerde "j" sesi yoktur. Bu sesler Türkçe'ye sonradan girmiş yabancı sözcüklerde vardır. Hatta halk bu sesi "c" sesine çevirerek okumak ister: jandarma(candarma), Japon(capon) gibi.
Örneğin; pijama (Fransızca), jeton (Fransızca), jilet, jandarma (İtalyanca), jüri (Fransızca).
"H" Sesi
Türkçe sözcüklerde "h" sesi yoktur. Yalnızca tabiat taklidi olan sözcüklerde görülür.
Örneğin; hasta (Farsça), haydut (Arapça), hayvan (Arapça), hayat (Arapça), sabah (Arapça), hiza (Arapça), his (Arapça), hür (Arapça), hayal (Arapça).

Başta Bulunmayan Sesler
Türkçe'deki sözcüklerin başında genellikle c, ğ, l, m, n, r, v, z ve nazal n sesleri bulunmaz. Tabii bu sesleri Türkçe'de sözcük başlarında bulunmaz diye kestirip atmak da doğru olmaz. Belli başlı istisnaları vardır. Fakat çoğunlukla başta bulunmazlar.
Örneğin; limon (Rumca), lale (Farsça), radyo (Fransızca), roman (Fransızca), rakam (Arapça), cevap (Arapça), cuma (Arapça), moral (Fransızca), mektup (Arapça), numara (İtalyanca), normal (Fransızca), vücut (Arapça), vaat (Arapça), viraj (Fransızca), zeytin (Arapça), zehir (Farsça), zaman (Arapça), zil (Farsça).
Sonda Bulunmayan Sesler
Türkçe sözcüklerin sonunda b, c, d, g ve ğ sesleri bulunmaz.
Örneğin; Katalog (Fransızca), hac (Arapça), kod (Fransızca)… Kitap (kitab – Arapça), mektup (mektub – Arapça), dolap (dolab – Arapça), ilaç (ilac – Arapça), talep (taleb – Arapça).
Başta Çift Sessiz Bulunmaması
Türkçe sözcüklerde ve hecelerde sözcük ve hece başında çift sessiz harf bulunmaz.
Örneğin; Tren (Fransızca), kral (Sırpça), kravat (Fransızca), spiker (Fransızca), spor (Fransızca), plaj (Fransızca), krema (İtalyanca), kredi (Fransızca), plan (Fransızca), prenses (Fransızca).
İki Seslinin Yan Yana Bulunmaması
Türkçe sözcüklerde iki sesli harf bazı durumların dışında yan yana bulunmaz. Genelde iki ses arasındaki bir sessiz harfin düşmesinden dolayı bu istisnalar oluşmaktadır. Yoksa bunun dışında Türkçe'de iki sesli harf yan yana bulunmaz.
Örneğin; Millet (Arapça), dükkân (Arapça), bakkal (Arapça), madde (Arapça), sarraf (Arapça), seyyar (Arapça), cadde (Arapça), zerre (Arapça), sıhhat (Arapça).
