Bu içeriği 4 dakikada okuyabilirsiniz.
Bir Denizaltını Dünya'nın Yörüngesine Çıkarırsak Ne Olur?
Nükleer bir denizaltı, bir şekilde uzaya çıkarılıp, yörüngeye yerleştirilebilseydi neler olurdu?
Böyle bir durumda denizaltı çok sorun yaşamazdı, fakat mürettebat için aynı durum söz konusu değil. Denizaltı patlamayacaktır. Çünkü gövdeleri sudan gelecek olan 50-80 atm basınca dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Bu sebepten havadan gelecek olan 1 atmosferlik iç basınç, denizaltını hiç etkilemeyecektir.
Denizaltının gövdesi büyük ihtimalle hava geçirmez olacaktır. Her ne kadar su geçirmez kapaklar, havayı da dışarıda tutacak diye şey söz konusu olmasa da 50 atmosferin altındaki basınçta, suyun geçecek bir yol bulamayacağı olgusu, havanın da kolayca geçemeyeceğini göstermektedir. Fakat denizaltının içindeki hava, eninde sonunda, bir şekilde uzaya sızmayı başaracaktır. Çünkü denizaltılar basıncı dışarıda tutacak şekilde tasarlanmıştır, içeride tutacak şekilde değil.

Buna rağmen denizaltı, büyük olasılıkla birkaç gün boyunca yalıtılmış bir halde kalacaktır. Fakat denizaltının bütün sistemleri, yerçekimi etkisinde çalışması tasarlandığını da hatırlatmakta fayda var. Sonar dahil, iç mekanik sistemlerinden sızan yağ ve su, yerçekimsiz ortamda işlevini gösteremeyecektir.
Denizaltı mürettebatının ise en büyük problemi içerideki hava olacaktır. Sıradan bir denizaltı sudan, oksijen üretmek için elektrik kullanır. Elektrik ise denizaltının içerisindeki nükleer reaktör veya dizel motordan güç alır. Uzayda ise su yoktur. Bundan dolayı hava da üretilemeyecektir. Yine de, en azından birkaç gün idare edebilecekleri oksijenleri olacaktır. Fakat en sonunda o da tükenecek ve sorunlar başlayacaktır. Sonuçta hipoksi sonucu ölüm gibi küçük sıkıntılarla yüzleşebilmeleri yüksek ihtimal dahilinde.

Diğer bir sorun ise içeride oluşan gazlar olacaktır. Bu tür gazları da çalışmayan bir denizaltında filtrelemek gerekir. Bu gazlara örnek vermek gerekirse;
Personelin üretmiş olduğu karbon dioksit,
Cihazların içerisinden çıkan ozon,
Dizellerden çıkan karbon monoksit, kurum ve motorin buharı, yağ buharı,
Pillerden çıkan stibin-hidrojen,
Mutfaktan çıkan yağ buharı,
Elbiselerden çıkan parçacıklar,
MoS2 Template Master...
Bir diğer konu da sıcaklık. Isınmak için reaktörleri çalıştırmaları düşünülebilir. Ancak ne kadar çalıştırdıklarına dikkat etmeleri gerekir, çünkü okyanusun dibi uzaydan daha soğuktur. Teknik olarak okyanusun dibinin uzaydan daha soğuk olduğu söylenemez, çünkü uzayda atmosfer yoktur. Bundan dolayı sıcaklığı ölçecek bir ortam da yok demektir. Bu sebepten uzay, termal açıdan su kadar iletken değildir. Çünkü titreşecek atom yoktur. Yani uzaya çıkan bir denizaltı, Güneş'e döndüğünde aşırı ısınacak ve soğuma işlemi, olduğundan çok daha yavaş gerçekleşecektir. Kabaca bir örneklemek gerekirse; uzaydaki bir maddenin sıcaklığı, Güneş'e doğru 120-150°C derece, Güneş'e bakmayan yönde ise -170°C dereceye kadar ulaşması mümkündür.

Diğer bir büyük sorun da radyasyon olacaktır. Çünkü kademeli çelik, alfa ve beta parçacıkları için yalıtılmamıştır. Bu da mürettebatı gamma ışınları ile başbaşa bırakır. Tabi bu, mürettebatın belirli koruyucu kıyafetlerinin olmadığı varsayıldığında geçerli bir durum.
Denizaltının hareket etmesi durumunda durum daha da kötüleşecektir. Çünkü yörüngede bulunan milyonlarca makro/mikro parçacık, saatte yüzlerce kilometre hızla hareket etmektedir. Küçük birkaç mikro parçacığın çarpması bile denizaltına hasar vermede yeterli olacaktır. Denizaltının boyunun 100 küsür metre olduğu düşünülürse, bu da denizaltını kolay bir hedef yapmaktadır.
Diğer bir konu, denizaltına hareket kabiliyeti vermek için roketlerin itme gücü düşünülmesi yanlış bir araç olacaktır. Roketler kendinden itmelidir, yani çok az geri tepme güçleri vardır. Mesela bir silah mermi fırlattığında, mermiyi hızlanması için iter. Roket ise yakılır ve ateşlenir. Sonuç olarak füze fırlatmak, denizaltını ileri doğru itmez.

Modern bir nükleer denizaltıda bulunan balistik füzeler, tüplerinden çıkarılıp, ters çevrilip tekrar tüplerine konursa her biri, denizaltının hızını saniyede ortalama 4 metre arttırabilir. Klasik bir yörüngeden ayrılma manevrası için saniyede yaklaşık 100 metrelik bir hız değişimi gereklidir. Yani bir Ohio tipi denizaltı tarafından taşınan 24 Trident füzesi onu yörüngeden çıkarmaya yetebilir.
Dünya'nın atmosferine nükleer bir denizaltı ile başarı bir giriş yapıldığı düşünülsün. Denizaltının ısı yok edici soğurma döşemeleri bulunmadığı için ve hipersonik hızlara, aerodinamik açıdan dayanıklı olmadığından dolayı, kaçınılmaz bir sonuç olarak takla atacak ve denizaltı havada parçalanacaktır.
Denizaltındaki mürettebat, kendisini doğru bir gediğe sabitlemişse, hızla yavaşlama sonrasında çok az bir kurtulma şansınız olabilir. Ardından, denizaltı yere çarpmadan mürettebatın paraşütle atlaması gerekecektir. Çünkü denizaltının havada kazandığı momentumda, mürettebatın yüz kaslarını dahi oynatmaya gücü yetmeyecektir.

Kaynak
- Kaynak: Randall Munroe – Farz Edelim Ki / sayfa 104–109
Bu içeriği MasivaTurk.com sitesini kaynak göstererek kullanabilirsiniz. İçeriklerin; MasivaTurk.com sitesi kaynak gösterilmeden herhangi bir web sayfasında, sosyal
medyada ve görsel basında yayınlanması yasaktır. Ayrıntılı bilgi için Kullanım Koşulları sayfasını okuyabilirsiniz.
20.10.2016
Gelecekte neler olur hiç bilinmez gecmişte hayal mahsülü jules verne gercek olabiliyorsa bunlarıda ihtimallerde bulundurmak lazım
Hikaye tadında güzel bir yazı olmuş. Kimin aklına denizaltının uzayda olma Fikri geldiyse gayet başarılı bir yazı olmuş
Gerçekten kafa yorulmuş ve çok orjinal bir makale okudum. Her ne kadar gerçekleşmesi futuristik bir olay olsa da iyiydi.
İlginç bir konu. Buna oldukça güzel anlatımda eklenince bir solukta okunabilecek harika bir makale ortaya çıkmış.
Böyle bir ihtimal düşünülmesi de ilginç ama kademeli olarak anlatılmasını sevdim, meraklıyımdır konu uzay olunca.